Gösterme

Düşünelim

Düşünelim

Ne kadar zam alacaksınız? Bunu nasıl belirleyeceğiz?
Üretim yapıyorum, siparişler geldi. Altı ay sonra özellikle işçi maliyetlerini nasıl ön göreceğiz?
Kirama ne kadar zam gelecek?
Geçen haftaki etimi, peynirimi, zeytinimi bu hafta aynı fiyatla alabilecek miyim?
Bunlar Ayşe teyzenin derdi de bizim değil mi?
Paramız ne kadar değer kaybedecek?
Türkiye'de enflasyonun yükselmeye başladığı önemli tarihler:
(italik kısımları okumayın. Bunlar hikâye kısım. Okumayarak gizli bir zevk alabilirsiniz.  )
1. 1970'ler: Petrol krizlerinin etkisiyle dünya genelinde yaşanan ekonomik sıkıntılar Türkiye'yi de etkiledi. Özellikle 1978-1980 döneminde enflasyon hızla yükseldi.
2. 1980'ler: 24 Ocak 1980 Kararları ile serbest piyasa ekonomisine geçiş yapıldı, ancak bu geçiş sürecinde enflasyon hızla arttı. 1980'lerin ortalarında enflasyon oranı %70'lerin üzerine çıktı.
3. 1990'lar: Türkiye ekonomisinin kronik enflasyonla mücadele ettiği bir dönemdi. 1994 yılında yaşanan ekonomik kriz, enflasyon oranlarını %100'ün üzerine çıkardı. 1990'ların sonlarına doğru, özellikle 1997-1999 döneminde enflasyon tekrar yüksek seviyelere ulaştı.
4. 2000'ler: 2001 yılında yaşanan ekonomik krizle birlikte enflasyon tekrar ciddi şekilde yükseldi. Bu kriz sonrası uygulanan ekonomik programlar ve 2002 sonrası istikrarlı ekonomi politikaları ile enflasyon kontrol altına alınmaya çalışıldı
. Son yıllarda, özellikle 2018'den itibaren Türk lirasının değer kaybetmesi, yüksek faiz oranları ve ekonomik belirsizlikler nedeniyle enflasyon oranları yeniden yükselmeye başladı. Bu yükseliş, 2020 ve 2021 yıllarında da devam etti. (CHATGPT-4o alınmıştır.)
Ne kadar ülkemizde enflasyon?
Bu dönemlerin detaylı analizine ilişkin daha fazla bilgi için resmi ekonomik raporlar ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri incelenebilir. (CHATGPT-4o öyle söyledi.)
Öyle mi? İncelenir mi?
Biz ekonomi okurken, hocalarımız kötülüğün kaynağı enflasyon derdi. Enflasyon değerleri aşındırır her şeyini sattırır, tüm ülkeyi fakir eder, namertte muhtaç eder derdi. 1970,1980, 1990, 2000, 2001 arkadaş ne oluyor diyen olmaz mı?
Benim maaşım % 50 zam görüyor. Enflasyon Türkiye istatistik kurumu Nisan-2024 verilerine göre %69,80 Nerede % 29,80 rakamlar doğruysa! Doğrudur…
Yine ekonomi hocam derdi ki zengin daha zengin fakir daha fakir. Olsun
zenginler zenginleşiyorlar ülke milli geliri artıyor?
Bolluk bereket geliyor olsun % 10 kurtulsun bari… Rahat mutlu yaşasınlar. Yemeyi, içmeyi yaşamayı bu ülkede yapıyorlar garibanda nasiplenir. Öyle mi?
Ya faizle tüm kaynaklarımız yurtdışına mı gidiyor? Yok canım bu kadarda olmaz mı?
Sultan Abdülmecit'in emriyle, H. 1263/ M. 1847 tarihinde resmen yasaklanmış ve köle pazarları kaldırılmıştır. Buna rağ- men köle alım-satımı 1908 yılına kadar devam etmiştir…
Şimdi hastaneye gidiyorum kanserli hastaya altı ay sonra randevu veriyorlar. Olanaklar sınırlı, makineler bozuluyor, doktarlar, hemşireler deliden hallice… Devletimiz her şeye yetişemiyor. Bir yandan okumuş işsiz ordusu, Binbeşyüzsel Mercedes, uçaklar, yazlık kışlık saraylar? Vallahada billahada polis abi anerşik değilim…
Kendimi tanımlamam; vatansever olduğumdur. Ha da bu bayrak tek olsam da benimdir… Bunun dışındaki her şey yalan.
Şimdi bunları niye yazıyorum. Biliyorum birçoğumuz bunları biliyor büyük bir kısmı da sana bana katılıyordur. Elimizden ne gelir?
Ne gelsin?
Söyleyin elimizden ne gelsin?
İşte bundan sonrası simurg efsanesi… (Çok da severim bu efsaneyi inanıyorum. Benim gibi delide çoktur.)
Şu kadarını söylemem lazım bu ülkede tüm bu zorlu koşullara rağmen üretim yapıyoruz, birde üzerine ihracat yapıyoruz yahu… Bunun bu koşullarda deli işi olduğunu düşünüyorum.
Efsunlular basmadan konuya geri döneyim.
Başarı çok yanlış anlaşılmaya müsait bir kavram.
Adamın bir milyonu varmış iki milyon olmuş çok başarılıyım diyor?
Birde eskiden ferrariydi şimdi bilmiyorum hangi araç ona biniyor.
Gerçekten binse de yollar aşsa…
Elinde yokken tırnaklarınla var edersen buna başarı derim.
Geliri değil değerleri yükseltirsen başarı derim.
Ben beş kilo hormonlu domates yemektense, bir kilo hormonsuz domatesten yanayım.
Satmayalım 5 kilo domatesi. Bu paradan da böyle bir dünyadan da hayır gelmez.
İçimde bir ses var dürtüyor. Aykut diyor; Durum belli, olanaklar belli, psikolojiler bozuk,
depresyon çok, üzerimizde bir fil oturuyor yapılacak çok iş var. Şimdi bu file rağmen değer yaratabiliyor muyuz?
İş te başarı bu. Şimdi onu tutuyoruz ve bu file sarılıyoruz….
Deli deli şeyler düşünüyorum sizinle paylaşmamın sakıncası yok.
Yeni panel ve daha gelişmiş envanter maceram ve çalışmalarım devam ediyor, daha iyisini yapmak için planlama yapıyoruz, yerli olsun diyoruz. (Yerli malı ile ilgilide bir yazı yazmak lazım.)
Site akıllı çalışsın, iconları biz yapalım, görselleri biz yapalım, seo ayarları akıllı çalışsın, arama motorları uyumluluğunu % 100 sağlayalım, mail sistemini kuralım, yeni eklentiler yazalım milli olsun, HTML ve css sıfır hata ile çalışsın, site dış kaynak sitelerine gitmesin… Yapılacakların sonu gelmiyor. Baktım ki üzerimizdeki fil değil dinozor… Şimdi fil mertebesine düşürdüm. Bu yılın sonu sizlerin de kullanacağı panel ve yeni sürüm hedefimiz…
Bu envanter tespit edecek, raporlayacak da bizim kameraları açmayan gençlerimiz nasıl olacak da iletişim güçlü sağlıklı bireyler olacak?
Ne olacağına gençlerimiz nasıl karar verecek?
Yanlış verilen bir milyon meslek kararından dönecekler mi?
Yoksa dönülmez akşamın ufkunda bize seslenecekler mi?
Kim onlara bir omuz uzatacak başını buraya koy canım diyecek.
Bu son fasıldır, ey ömrüm, nasıl geçersen geç diyecek…
Düşünelim…
Tüm zorluklara rağmen,
Düşünelim…

Aykut YILDIRIM